DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU (DEHB) NEDİR?

Mental bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı olarak tanımlanan DSM-5'e göre sendromun adı, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu'dur. Dikkat eksikliği bozukluğu, bu sendromdan farklı bir bozukluk değil, aynı sendromun hiperaktivitenin olmadığı bir alt tipi olarak tanımlanır. Dikkat eksikliği bozukluğu (DEB) uzun yıllar boyunca bir hastalık olarak kabul edilmemiştir. Fakat günümüzde DEHB'nin genetik geçişli, biyolojik bir hastalık olduğu kabullenilmiştir. Geçmişte tek başına dikkat eksikliği bozukluğu, hastalık olarak tanımlanmadığı için bu bozukluğa sahip birçok kişi hayatı boyunca başarısız olarak damgalanmış, akademik başarıları düşük, antisosyal kişilikler olarak kabul edilmiş ve toplumdan dışlanmıştır. Günümüzde Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan ve zihinsel hastalıklara tanı koymak için ölçütleri belirleyen mental bozuklukların tanısal ve istatistiksel el kitabı olarak tanımlanan DSM-5'e göre kriterler belirlenmiş, DEB de DEHB'nin bir alt tipi olarak tanımlanmıştır. Çocukluk çağında DEHB erkeklerde daha fazla görülür. 

Hiperaktivite, olağandışı hareketlilik veya anormal derecede aktif olma durumuna olarak tanımlanmaktadır. 

DEHB (dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) olan çocuklar dikkatini toparlamakta veya bir yerde sabit durmakta zorlanabilirler.  Bu teşhis konulan çocuklar sadece ev hayatında değil, aynı zamanda okul hayatlarında ve ilerleyen dönemlerde iş hayatında da sorunlarla karşılaşabilirler. 

DEHBli, çocuğun sahip olduğu hiperaktiviteye bağlı olarak farklı şekillerde hareket etmesine neden olabilir. Örneğin; hiperaktivitesi olan çocuklar diğer çocuklara göre arkadaş edinmekte zorlanabilirler. Diğer çocuklara oranla konsantre olmaları ve olaylar karşısında verdikleri tepkiler oldukça farklıdır. Dikkatleri çok kolay dağıldığı için unutkan olabilirler. Genelde hayal kurmaya eğilimlidirler. Bazı şeyleri kaybedebilir veya ödevleri bitirmekte zorlanabilirler. Farkında olmadan çok konuşabilir ya da konuşan insanların sözlerini kesebilirler. 

DEHB (dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) olan çocuklarda genellikle endişeli, sinirli, öfkeli ve üzgün bir ruh hali gözlemlenebilir. Fakat unutulmaması gereken en önemli noktalardan biri de DEHB’nin (dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu) tedavi edilebilmesidir.  

 

Dikkat eksikliği nedenleri nelerdir?

Dikkat eksikliği bozukluğunun nedenleri araştırılırken, beyin anatomisi ve fonksiyonlarında bozukluklar saptanmıştır. Özellikle dikkati toplamayı sağlayan beyin bölgelerinde, diğer bireylere göre düşük fonksiyon ya da küçülme izlenmiştir. Bunun haricinde genetik geçiş de bu hastalığın nedenleri arasında yer almaktadır. Anne babasından birinde DEHB olan çocukların DEHB geliştirme oranı diğer popülasyona göre daha yüksektir. Aynı zamanda rahatsızlığın, kardeşte de ortaya çıkma ihtimali topluma kıyasla daha yüksektir. Prematüre doğum ve ciddi kafa travmalarının da DEHB nedenleri arasında olduğu kabul edilmektedir. Annenin gebelik sırasında alkol ve sigara tüketiminin de DEHB'ye sebep olabileceği bildirilmiştir

Hiperaktivitenin ortak özellikleri şunları içerir:

  • Sabit hareket
  • Saldırgan davranış
  • Dürtüsel davranış
  • Dikkat dağınıklığı
Çocuk hareketsiz kalmak veya konsantre olmak için uğraştığında, sonuç olarak başka sorunlarla da karşılaşabilmektedir. Örneğin:
  • Okulda veya işte zorluklara yol açmak
  • Arkadaşlar ve aile ile ilişkileri zorlamak
  • Kazalara ve yaralanmalara yol açar
  • Alkol ve madde bağımlılığı riskini arttırmak

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu çeşitleri nelerdir?

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun üç ana semptomu vardır: Dikkatsizlik, hiperaktivite ve dürtüsellik. Dikkat eksikliği, bu üç semptomun görülme şekillerine göre üç farklı alt tipe ayrılır. En sık görülen tip, üç semptomun da bir arada olduğu kombine tiptir. Hiperaktivitenin izlenmediği sadece dikkat eksikliğinin izlendiği tip, dikkat eksikliği bozukluğu olarak adlandırılır. Daha nadir görülen bir tip olan hiperaktif dürtüsel tipte ise dikkat eksikliği görülmez.

Dikkat eksikliği bozukluğu tanısı nasıl koyulur?

Özellikle çocuklarda DEB tanısı konulmadan önce davranışsal problemlere yol açan yakın zamanda yaşanmış boşanma, aile içinde birinin ölümü veya yakın zamanda gerçekleşmiş taşınma gibi bir durumun olup olmadığı sorgulanmalıdır. Fark edilmeyen nöbetler, tiroit problemleri, uyku bozuklukları, anksiyete, depresyon ve kurşun zehirlenmesi de dikkat eksikliği bozukluğu benzeri tablolar oluşturabilir. Dolayısıyla tanı koyulmadan önce bu hastalıklar ya da durumlar ekarte edilmelidir. DEB tanısı, genellikle semptom ve belirtiler ışığında koyulur. Tanı koyulması için semptomların altı ya da fazlası, 17 yaş sonrası için ise en az beş tanesinin olması gereklidir. Bunun haricinde dikkat eksikliği tanısında uygulanabilen çeşitli testler mevcuttur. DEHB'nun teşhisinde kesin olarak sonuç veren tek bir test mevcut olmadığı için birçok enstitü kendine ait birtakım skalalar oluşturmuştur. Bu skalalar şu şekildedir:

 

ÇOCUKLARDA DEHB DEĞERLENDİRMEK İÇİN UYGULANAN SKALALAR

  • Vanderbilt skalası
  • Conners skalası
  • DEHB Ölçme Skalası (ADHD-RS-V)
  • Swanson, Nolan and Pelham (SNAP) skalası

ERİŞKİNLER İÇİN UYGULANAN SKALALAR

  • Conners Erişkin DEHB Ölçme Skalası (CAARS)
  • Wender Utah Ölçme Skalası
  • Erişkin Kendi Kendine Değerlendirme Skalası (ASRS)

Bunların haricinde en sık kullanılan ve en kapsamlı testlerden biri de Moxo dikkat testidir. Moxo sürekli performans testi olarak da tanımlanan test, 6-12 yaş aralığındaki çocuklarda ve 13-65 yaş arası erişkinlere uygulanmak üzere geliştirilmiştir. Toplamda 420 tepki ve 420 tepkisizlik eyleminin ölçüldüğü Moxo testi sayesinde zamanlama problemi, dürtüsellik ve hiperaktivite ölçülür. Çocuklarda yaklaşık 15, yetişkinlerde ise 18 dakika süren test boyunca kişinin çevresel koşulların değişimine bağlı olarak performansının nasıl etkilendiği de değerlendirilir.

Hiperaktivitenin Tedavisi

Dikkat eksikliği bozukluğu tanısı alan kişinin tedavisi, kişinin yaşı, cinsiyeti, var olan diğer hastalıkları ve bulguları doğrultusunda düzenlenir. Dikkat eksikliğine eşlik eden hiperaktivite varlığında farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. İlaçlı ve ilaçsız tedavi yöntemleri bulunan dikkat eksikliği rahatsızlığında genellikle her iki tedavi yöntemi bir arada uygulanır. İlaçsız tedavide mental ve fiziksel egzersizler önemli bir paya sahiptir. Psikolojik destek türlerinden biri olan terapi de süreç boyunca uygulanabilir. Çocuklarda ilaçsız tedavi, çocuğun aldığı terapi ve eğitimlerin yanı sıra ebeveyn eğitimi de gerektirir. Ailenin tedavi süreci boyunca anlayışlı ve sabırlı olması gerekir. Çocuğun yaptığı eylemlerin yaramazlıktan değil bir rahatsızlıktan kaynaklandığı unutulmamalıdır. Tüm bunlarla birlikte hekim, tedaviyi desteklemek amacıyla bazı ilaçlar reçete edebilir. İlaçların düzenli ve önerilen dozda kullanımının yanı sıra tedavi süreci boyunca ailenin öğretmenlerle ve ailenin hekimle sürekli olarak irtibat hâlinde olması, tedavinin sürdürülebilirliği ve etkinliği açısından önemlidir.

İlaç tedavisi problemin görünen yüzünü çözüyor, altında yatan eksikliği ise maskeliyor. Çocuk ve aile ise bu problemin fiziksel bir bozukluktan kaynaklandığına kendilerini inandırıyor,   iyileşme umutları azalabiliyor. Böylece çocuk kendi iradesinden ve aile desteğiyle birlikte kendini kontrol edebilme ihtimalinden uzaklaşmış oluyor. 

Boşaltılamayan duygulardan kaynaklanıyor

Yapılan araştırmalar, hiperaktivite vakalarının sadece yüzde 5'inin nörolojik bir bozuklukla ilişkilendirildiğini gösteriyor. Hiperaktivite sorununun acı veren duyguların boşaltılamamasından kaynaklandığı düşünülüyor. Toplumumuzda; doğumdan itibaren ağlamayan bebekleri mutlu bebek, bebeği çabuk susturan ebeveynleri de başarılı ebeveyn görmek gibi yanlış bir kanı var.

Oysa ağlamak ve gülmek, kendini sözle ifade edemeyecek bir bebek için duygularını boşaltmanın yolu.  Bebekler iyi ve güvende hissettiğinde güler; olumsuz herhangi bir duyguda ise ağlar. Fakat ebeveyn için bebeğini ağlarken görmek zor olduğu için hemen kucağına alıp pışpışlıyor, sallıyor  ya da meme/emzik veriyor. Bunun sonucunda olumsuz/acı bir duygu yaşamak üzereyken farkında olmadan hareketlenmeye ya da emmeye (parmak, meme vb.) koşullanmış çocuklar, ne yapacağını bilemeyen çaresiz anne-babalar ortaya çıkıyor.

Bebekken ağlamasına izin verin!

Duygusunu ifade edemeyen bebekler, fark etmeden sallanma, emzik gibi uyaranlarla karşılaşıyor. Daha önce acı gibi olumsuz bir duygu içerisinde hiç bırakılmadığı için bununla nasıl baş edeceğini bilemiyor. Bu çocuklarda aşırı hareketlilik (ya da parmak emme, tırnak yeme) duyguları kontrol altında tutmanın bir yolu haline geliyor.

Bebeğinizi sallamak, hoplatmak, onunla  aktif olarak ilgilenilmek ruhsal gelişimi açısından yararlı olsa da bu uyaranları, bebeklerin ağlama ihtiyaçlarını ortadan kaldırmak için yapmamaya özen gösterin. Çünkü yanlış zamanlarda verilen hareket uyaranları, ağlama ihtiyacını bastırmasına neden oluyor.

Duygularını ifade etmesine destek olun

Çocuğun hiperaktif olması anne-babaların başarısız ebeveynlik yaptıkları anlamına gelmiyor. Ancak anne-babaların çocukların hangi duygu olursa olsun (gülmek, ağlamak, öfkelenmek gibi) kendilerini ifade etmelerine teşvik etmesi olası hiperaktivite/dikkat eksikliği/parmak emme/tırnak yeme belirtilerini azaltabiliyor. Duygularını mümkün olan en saf haliyle dışa vurmasının gerginliği azaltan sağlıklı bir boşaltım mekanizması olduğunu unutmayın.

Sabırlı olun, profesyonel destek alın

Çocuklar için yıllar içerisinde kazanılmış bu alışkanlığı terk etmek ve doğal iyileşme mekanizmasının aktifleşmesi ne çocuklar, ne de ebeveynler için kolay. Anne-baba çocuğuna ‘Artık ağlayabilirsin, seni üzen şeyleri söyleyebilirsin’ dediklerinde, çocuğun bunu kabul edip hemen açılması zor olabilir. Çocuğun ağlayabilmesi için anne babasının onu anlayacağı, destekleyeceği, yanında olup sakinleştireceğine dair güven duygusunun gelişmesi gereklidir. Bunun için de sabırlı olunmalıdır.  Bu süreçte uzmanlar tarafından destek almak, işinizi kolaylaştıracak.

 

Top

Edremit'in Türküleri


Duraklatıldı... Edremit'te Yukarı Çarşı / Tolga ÇANDAR
Edremit'in Türküleri Hakkında
« »
  • 01.
    Edremit'te Yukarı Çarşı / Tolga ÇANDAR
    5:36
  • 02.
    Efeler Efeler Bizim Efeler / Tolga ÇANDAR
    5:02
  • 03.
    Edremit Ovaları / Ali ÇAKAR
    5:55
  • 04.
    Edremit Yolu Tozlu / Ali ÇAKAR
    3:53
  • 05.
    Uyan Dağlar Ali Geliyor / Hale GÜR
    5:27
  • 06.
    Turnam Varır İsen Yemen Eline / Hale GÜR
    4:28
  • 07.
    Karmı Yağmış Kaz Dağı'nın Başına / Erol KÖKER
    4:57
  • 08.
    İhsan Çavuş / Erol KÖRER
    4:05
  • 09.
    Gerçeğe Kurbandır Canım / Bahattin TURAN
    3:43
  • 10.
    Bizden Önce Yola Giren Erenler / Tuğba GER
    3:44
  • 11.
    Neye Yarar / Ahmet GÜNDAY
    2:35
  • 12.
    Kaz Dağlarının Zirvesine / Zeki ÇİÇEK
    3:36
  • 13.
    Yurdum Edremit / Zeki ÇİÇEK
    04:20