Konuşma bozuklukları, dilin sesli sembolleri, artikülasyon, ses ve işitme olmak üzere geniş bir alanı kapsar. Kimi çocuğun istendik bir konuşma yapamamasının nedeni, konuşmaya karşı bir isteğin ve hazırlığın olmamasından kaynaklanabilir. Kimi çocukta işitme yoluyla ilk karşılaştığı kelimeler onda geçici bir anlam kazanana kadar iz bırakmayabilir. Bir iç lisan hazırlığı olmadığında da, onda karşılıklı anlaşmayı gerektirecek bir anlatım yeteneği gelişmez. Bunun için anlamlı bir konuşma dili kazanması ancak sağlam bir merkezi sinir sistemine sahip olmakla mümkündür. Kimi çocuğun anlaşılmaz bir konuşma sergilemesinin temelinde dil, dudaklar, çene, damak ve çevresel sinirlerin zayıf ya da fonksiyonlarını yerine getirememesi rol oynayabilir.
Sonuçta böylesi çocuğun sesi doğru çıkarması ve anlamlı iletişim kurması olanaksız olmaktadır. Ayrıca istendik bir konuşmanın sergilenememesinin önemli nedenlerinden birisi de çocuğun işitme organında sorunun olmasıdır. Konuşma bozukluğu, organik ya da görevsel nedenlerle konuşmanın anlaşılmasını güçleştirecek biçimde değişkenlik göstermesi durumudur. Eğer bir konuşma hoş olmayan sesle veya yaşına uygun olmayan, anlaşılmayan bir şekilde yapılır; dolayısıyla normalden çok farklılık gösterir ve dikkati konuşana çeker ise genellikle engelli konuşma olarak kabul edilir. Konuşma, diğer insanların konuşmalarından dikkati çekecek kadar sapma gösterdiği, iletişimi karıştırdığı ve konuşanda uyumsuzluk yarattığı zaman engellidir şeklinde de tanımlanabilir. Bir diğer tanım, çocuğun konuşması, dinleyenlerin dikkatini ne söylediğine olduğu kadar, daha çok nasıl söylediğine çektiği zaman engellidir.
Bu tanımlardan sonda konuşma bozukluğunu şu şekilde yapmak mümkündür:
Konuşma bozukluğu, konuşmanın akışında, ritminde, tizliğinde, vurgularında, ses birimlerinin bireyin/ çocuğun konuşma engelli olarak kabul edilmesi için, aşağıdaki durumlardan birinde sorun yaşanması demektir. Bunlar:
- Konuşmanın anlaşılır şekilde olmaması,
- Konuşmanın duyulmasında yetersizlik olması,
- Sesin bozuk ve tırmalayıcı olması
- Sesin çıkarılmasının, ritminin ve vurgularının bozuk olması,
- Dil yönünden kelime dağarcığı ve gramer yetersizliklerinin olması,
- Konuşmanın bireyin yaşına ve fiziksel yapısına uygunsuzluğu.
Görüldüğü gibi, konuşma bozukluğu sadece kekemelik (ritim) ile sınırlı olmayıp iletişim ile ilgili geniş bir alanı kapsamaktadır. Bunun için her konuşma bozukluğu hakkında ayrı ayrı bilgi edinip sorunun çeşidine göre eğitim ve sağaltım yöntemleri uygulamak gerekir. Bu nedenle konuşma bozukluklarından artikülasyon bozukluğu, gecikmiş konuşma, kekemelik ve diğer konuşma engelleri (yabancı dil ve bölgesel konuşma ayrılıkları, damak ve dudak yarıklığı, beyin engeli, afazi, dizartri ve disleksi) ile ilgili temel bilgilerin ve sağaltım etkinliklerin ele alınması uygun görülmektedir.
Belirtileri Nelerdir?
Dil ve konuşma sorunları, nedenlerine göre şöyle kümelenebilmektedir:
a. Anatomik nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları.
(dudak- damak yarıklığı, larenjektomi, işitme düzeneği sorunları vb.)
b. Fizyolojik nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları.
(müsküler distrofi vb.)
c. Nörolojik nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları.
(CVA, Parkinson Hastalığı, Cerebral Palsy vb.)
d. Biyokimyasal nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları.
(Anoxia vb.)
e. Psikolojik/psikiyatrik nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları.
(Kimi uzmanlara göre kekemelik vb. konuşma sorunları bu kümede ele
alınmaktadır)
f. Gelişim sürecindeki aksaklıklara bağlı dil ve konuşma sorunları.
(Gecikmiş dil ve konuşma, öğrenme güçlüğü, okuma güçlüğü vb.)
g, Olumsuz çevresel etmenlere bağlı dil ve konuşma sorunları.
(Dil ve konuşma gelişiminde gecikme vb.)
h. Hiçbir nedene bağlanamayan dil ve konuşma sorunları.
ı. Karmaşık nedenlere bağlı dil ve konuşma sorunları.
(Zihin engeli vb.)
Nasıl Tanı Konur?
- Konuşmanın anlaşılır şekilde olmaması,
- Konuşmanın duyulmasında yetersizlik olması,
- Sesin bozuk ve tırmalayıcı olması,
- Sesin çıkarılmasının, ritminin ve vurgularının bozuk olması,
- Dil yönünden kelime dağarcığı ve gramer yetersizliklerinin olması,
- Konuşmanın bireyin yaşına ve fiziksel yapısına uygunsuzluğu,
Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Bunun için her konuşma bozukluğu hakkında ayrı ayrı bilgi edinip sorunun çeşidine göre eğitim ve sağaltım yöntemleri uygulamak gerekir. Bu nedenle konuşma bozukluklarından artikülasyon bozukluğu, gecikmiş konuşma kekemelik ve diğer konuşma engelleri (yabancı dil ve bölgesel konuşma ayrılıkları, damak ve dudak yarıklığı, beyin engeli, afazi, dizartri ve disleksi) ile ilgili temel bilgilerin ve sağaltım etkinliklerin ele alınması uygun görülmektedir.
Terapide Atılacak Adımlar Nelerdir?
- Çocukta konuşma ihtiyacı yaratmak
- Çocuğa konuşma dilindeki sesleri tanıtma
- Sesleri birbirine ulamayı öğretme
- Temel kelime dağarcığı yaratma
- Konuşmayı bir iletişim aracı haline getirmek
Konuşma Engeli Olan Birey İle İletişimi Kolaylaştırmak İçin;
- Konuşma engeli olan bir kişiyle iletişim kurarken, sabırlı ve dikkatli olun.
- Konuşma engeli kişi konuşurken tüm dikkatinizi verin ve kendisini ifade edebilmesi için onu teşvik edin.
- Sizden istemedikçe, yardımcı olmayın ve cümleleri onun yerine söz bitirmeye çalışmayın.
- Konuşma engeli olan kişiyi dinlerken, onu anladığınızı belirtmek için gülümseyin ya da başınızı sallayın. Ona, kısa cevaplar verebileceği türde sorular sorun.
- Konuşurken lafını kesmeyin ve acele ettirmeyin.
- Konuşma engeli olan kişinin onayı olmaksızın, grup içinde konuşma yapmasını kesinlikle istemeyin.
- Birebir iletişim kurun.
- Anlıyormuş gibi yapmayın, onun dedikleriyle ilgili varsayımlarda bulunmak işinizi daha da zorlaştırır
- Anlamadığınızda, tekrar etmesini ya da yazarak iletişim kurabiliyorsa yazmasını isteyebilirsiniz.
- Grup içinde konuşma yapmasını istemeyin
- Konuşurken sessiz ortamları tercih edin.